TRABZON HURMASI YETİŞTİRİCİLİĞİ
GİRİŞ
Trabzon hurması (Diospyros kaki L) Dünya’da çoğunlukla subtropik iklim kuşaklarında yetiştiriciliği yapılan Çin kökenli bir meyve türüdür. Dünya toplam üretimi olan 3.627.575 ton Trabzon hurmasının yaklaşık olarak %70’i Çin’de gerçekleşmektedir. Kore Cumhuriyeti, Japonya, Brezilya, Azerbaycan, İtalya, İsrail, Özbekistan ve Türkiye’de de önemli miktarlarda Trabzon hurması üretimi yapılmaktadır (Anonim, 2009). Trabzon hurmasının anavatanı Çin’dir. 2000 yıldan fazla bir zamandan beri Çin’de yetiştirilmekte olan Trabzon hurmasının bu yerde 2000 den fazla çeşidi vardır. Japonya’da 1300 yıl, Kore’de ise 500 yıllık bir geçmişi vardır. 19. yüzyıl sonundan itibaren Trabzon hurması ılıman iklim bölgesinde yer alan birçok ülkede de tanınmaya başladı. Önceleri Japonya endüstrisinde hızlı bir gelişme göstermiş ve son yıllarda ABD özellikle Kaliforniya’da, İtalya, Brezilya, İsrail ve Türkiye’de modern Trabzon hurması bahçeleri kurulmuştur (Kitagawa ve Glucina, 1984; Yeşiloğlu, 2009).
1. BESİN DEĞERİ VE TÜKETİM ŞEKLİ
Trabzon hurması içeriğindeki vitaminler ve bazı özel besin maddelerinin insanlarda bağışıklık sisteminin oluşumunda çok önemli katkıları bulunmaktadır. Trabzon hurması C vitamini, diyet lifi , karatonoid ve polifenoller (tanen) içermesi nedeniyle çok eski yıllardan beri hem taze hem de kurutularak tüketilen çok önemli bir besin kaynağıdır.
Trabzon hurmalarında buruk (tanenli) çeşitler, yumuşatıldıktan ve buruklukları giderildikten sonra; buruk olmayan çeşitler ise doğrudan yenebilirler veya çeşitli şekillerde hazırlanarak tüketilebilir. Trabzon hurması meyveleri, taze tüketim yanında, kurutularak da tüketilebilmektedir. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde, kuru maddesi yüksek olan ve taze tüketim için uygun olmayan çok buruk çeşitlerin meyveleri, bütün olarak veya iki ya da dörde bölünerek ipe dizilmekte ve güneşte yaklaşık olarak 1 ay süreyle kurutulmaktadır. Ayrıca özel kurutma dolaplarında (600oC’de 12 saat) da kurutma işlemi yapılmaktadır (Tuzcu ve Yıldırım, 2000). Uzakdoğu ülkelerinde meyveler dondurularak, kış ayları boyunca da pazarlanmaktadır. Ayrıca, marmelat yapımında, kek, püre ve çeşitli soslar, dondurmalar, krema ve muhallebilerde kullanılmaktadır (Kitagawa ve Glucina, 1984). Ayrıca yaprakları bazı ülkelerde taze ya da kurutulmuş olarak çay gibi tüketilebilmektedir.
2. ÜRETİM ALANLARI VE EKONOMİK ÖNEMİ
Dünya toplam Trabzon hurması üretimi 3 627 575 ton kadardır. Önemli Trabzon hurması yetiştiricisi olan ülkeler Çin, Kore Cumhuriyeti, Japonya, Brezilya, Azerbaycan ve İtalya’dır. İsrail, A.B.D., Yeni Zellanda, Avustralya, İspanya, Gürcistan, Mısır, Türkiye, İran ve Şili de yetiştiricilik yapılan diğer önemli ülkelerdir. Dünya toplam Trabzon hurması üretiminin 2 533 899 tonunu Çin, 430 521 tonunu Kore, 244 800 tonunu Japonya, 169 000 tonunu Brezilya, 132 179 tonunu Azerbaycan, 50 000 tonunu İtalya üretmektedir (Anonim, 2009). Türkiye’de ise 2008 yılı verilerine göre toplam Trabzon hurması üretimi 24 302 ton’ dur.
Trabzon hurması Türkiye’nin değişik bölgelerine uyum sağlamış bir meyve türüdür. Diospyros cinsi içerinde yer alan Diospyros lotus L. türünün yaygın olduğu bölgelerden birisi de Karadeniz bölgesidir. Ticari olarak yetiştiriciliği yapılan Diospyros kaki türünün ülkemize girişi de bu bölgeden olmuş ve bu nedenle “Trabzon Hurması” adını almıştır. Türkiye’de bu meyve birçok yerde “Cennet Meyvesi, Hurma, Japon hurması ve amme” olarak da adlandırılmaktadır. Ülkemizde, özellikle turunçgiller, incir, çay ve fındık yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı bölgelerde çoğunlukla ev bahçeleri içerisinde bireysel ağaç ya da küçük parseller şeklinde yetiştirilmektedir. Trabzon hurmasında henüz çeşit kavramı tam olarak yerleşmemiştir. Karadeniz, Marmara ve Ege bölgelerinde Trabzon hurması üretimi çok dağınık, parçalı ve genelde bir bahçe düzeni içersinde olmayan şekilde yapılmaktadır. Akdeniz bölgesinde ise en yüksek üretim Hatay, Adana ve Mersin illerinde yapılmakta olup, düzenli bahçeler yaygındır. Son yıllarda Özellikle Hatay, Adana, Mersin, Kahramanmaraş ve Denizli illerinde düzenli bahçeler artmaya başlamıştır (Yeşiloğlu ve Yıldırım, 2011). Türkiye’nin üretiminin % 70.31’i Akdeniz Bölgesi özelliklede Doğu Akdeniz bölgesinden karşılanmaktadır. En çok üretim Hatay ilinde (6.179 ton) yapılmaktadır. Daha sonra Mersin (4.833 ton) ve Adana (4.161 ton) illeri gelmektedir (Anonim, 2010).
Son yıllarda toplumların tüketim alışkanlığının değişmesi, ayrıca alternatif ürün arayışları nedeniyle değişik subtropik iklim meyvelerine olan ilgide artış görülmektedir. Çoğunlukla subtropik iklim kuşağında yetiştiriciliği yapılan meyve türlerinden biri olan Trabzon hurması yetiştiriciliği birçok ülkede yaygınlaşmaya başlamıştır. Çeşit özelliklerinin çok büyük farklıklar göstermesi nedeniyle başta buruk olmayan çeşitler olmak üzere, meyve eti sert; yola dayanıklı ve muhafazaya elverişli; çekirdeksiz ve koyu turuncu - kırmızı renkli çeşitlerin yetiştirilmesi, bu meyve türünün tüketimini arttıracaktır. Ancak, bu meyve türlerinin iyi bir performans gösterebilmeleri uygun ekolojik koşulların belirlenmesine bağlıdır. Akdeniz Ülkelerinden birisi olan K.K.T.C’de de subtropik iklim meyveleri üretimi için son derecede elverişli iklim koşulları ve olanakları bulunmaktadır. Ancak, tüm bitkisel üretimde olduğu gibi meyve türlerinin hepsinin bütün bölgelerde aynı verimlilik ve kalite özelliklerini gösteremedikleri bilinmektedir. Bölgeler arası ve hatta aynı iklim bölgesi içerisinde farklı ekolojik koşulların etkileri görülebilmektedir. Bu nedenle değişik subtropik iklim meyve türlerinin ekolojik istekleri ile bölge ekolojisine adapte olabilme özelliklerinin araştırılarak hangi türlerin daha iyi gelişme ve verimlilik göstereceğinin belirlenmesi ekonomik bakımdan da büyük önem taşımaktadır. KKTC’de subtropik iklim meyveleri üretimi için son derecede uygun ekolojik koşullar bulunmaktadır. İklim yapısının uygun olması ve ürün çeşitlemesi alternatifl eri bakımından Trabzon hurması yetiştiriciliğinin de KKTC’nin meyvecilik deseninin zenginleşmesine büyük katkısı olacaktır.
3. ANAVATANI
Dünya’da çoğunlukla subtropik iklim kuşaklarında yetiştiriciliği yapılan bir meyve türü olan Trabzon hurmasının anavatanı Çin’dir. Ancak, çok eski tarihlerde Kore ve Japonya’ya getirilmiştir. Bugün Dünyada en fazla yetiştiriciliği de bu ülkelerde yapılmaktadır. Trabzon hurmasının içinde yer aldığı cins olan Diospyros, çoğunluğu tropik ve subtropik iklim bölgelerinde doğal olarak bulunan yaklaşık 400 tür içermektedir ve sadece 4 türü ticari olarak yetiştirilmektedir (Spongberg, 1977; Kitagawa ve Glucina, 1984).
4. SİSTEMATİKTEKİ YERİ
Familya : Ebenaceae
Cins : Diospyros Tür : Diospyros kaki Linn. Ebenaceae familyası, Diospyros cinsi içerisinde yer alan Trabzon hurması çok eski zamanlarda “Zeus’un meyvesi” olarak isimlendirilmiş ve kutsal meyve olarak kabul edilmiştir. Meyvelerinin görünümlerinin güzelliği ve tatlarının mükemmelliğinden dolayı bu isimlendirmenin yapıldığı bildirilmektedir (Kitagawa ve Glucina, 1984; Onur, 1990)
Trabzon hurmasının 4 önemli türü bulunmaktadır.
1. Diospyros kaki L: Meyveleri taze veya işlenerek tüketilen tüm Trabzon hurması çeşitleri bu tür içerisindedir. Kökeni Çin’dir. Japonya ve Kore’de en yaygın olduğu ülkelerdir.
2. Diospyros lotus L: Kökeni Asya’dır ve sadece anaç olarak değeri vardır. Tanen kaynağı olarak da kullanılmaktadır.
3. Diospyros virginiana L: Kökeni Kuzey Amerika’dır. Sadece anaç olarak değeri vardır ve özellikle Amerika’da anaç olarak kullanımı yaygındır. Tanen kaynağı olarak da kullanılmaktadır.
4. Diospyros oleifera Cheng.: Kökeni Çin’dir. Tanen kaynağı ve anaç olarak kullanılmaktadır (Kitagawa ve Glucina, 1984).
5. BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ
5.1. Ağaç Yapısı Çeşitlere göre değişmekle birlikte 8 m’ye kadar büyüyebilen dik, yarı dik ve yayvan taçlı ağaçlar oluşturabilen bir türdür
5.2. Kök Trabzon hurmasının kök yapısı anaç olarak Diospyros kaki, Diospyros virginiana ve Diospyros lotus çöğürlerinin kullanılmasına göre değişmektedir. Diospyros kaki çöğürleri anaç olarak kullanıldığında baskın bir kazık kök ve az miktarda saçak kök; Diospyros virginiana ve Diospyros lotus anaçları ise bol miktarda saçak kök 5 oluşturmaktadırlar (Onur, 1990; Miller ve Crocker,1992; Tuzcu 1998; Tuzcu ve Yıldırım, 2000).
5.3. Dal Yapısı ve Sürgün Özellikleri Ağaçları dik, yarı dik veya yayvan olarak gelişir. Çeşitler arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. İlkbaharda oluşan taze sürgünler tüylü ve açık yeşil renklidir; yaşlandıkça gri - kahverengi renk alırlar. Dikimden sonraki ilk yıllarda fazla miktarda obur dal oluşur daha sonra obur dallar yerine kısa meyve dalları oluşmaya başlar). Yapraklanma çeşit ve bölgeye bağlı olarak mart ayı ortası veya nisan başında olur. Sürgünler uzamaya başlar ve 4-6 hafta sonra durarak pişkinleşmeye başlarlar (Kitagawa ve Glucina, 1984).
5.4. Yapraklar Basit yapraklı bir türdür ve yaprak şekli oval ya da sivri olmaktadır. Yapaklar genellikle 5- 15 cm uzunluğunda ve 5 – 10 cm genişliğindedir. Yaprak kenarları düzdür. Yapraklar ve orta damar kalın, yaprak sapı kısadır. Trabzon hurması Kışın yapraklarını dökmektedir. Çeşide bağlı olarak Trabzon Hurması yaprakları Sonbaharda yeşilden sarıya, bazı zamanda kırmızıya kadar değişim gösterir. Yapraklar ne kadar uzun süre yeşil kalırsa ertesi yılın meyve verimi için o kadar iyidir. Don, rüzgar veya hastalıklar nedeniyle meydana gelecek erken yaprak dökümü mevcut meyvelerin küçük kalmasına neden olduğu gibi; ertesi yılda küçük çiçeklerin oluşmasına dolayısıyla meyvelerin irileşmemesine ve düşük meyve verimine neden olur (Kitagawa ve Glucina, 1984; Yeşiloğlu ve Yıldırım,2011)
5.5. Çiçekler Trabzon hurmasında dişi çiçek, erkek çiçek ve hermafrodit çiçek görülebilir (Şekil 3). Ayrıca Trabzon hurması ağaçları monosi, diosi ve poligami gösterebilir. Bununla beraber, önemli hurma çeşitleri yalnızca dişi çiçek oluşturmaktadırlar. Dişi çiçekler bireysel ve daha iridirler. Dişi çiçekler, erkek çiçeklerden daha iri ve koyu renkli kalikse sahip olmalarıyla erkek çiçeklerden kolaylıkla ayırt edilebilir. Erkek çiçeklerde yumurtalık fonksiyonel değildir; küçük, zayıf yeni sürgünlerin yaprak koltuklarında 2 - 3’lü çiçek salkımları şeklinde oluşurlar. Dişi çiçeklerden çok küçüktürler. Hermafrodit çiçekler ise erkek çiçekler arasında nadiren oluşur ve genelde 3 lü çiçek salkımında ortada bulunur; irilik ve diğer özellikler bakımından erkek ve dişi çiçek arasındadır. Dişi çiçekler partenokarp meyve oluşturabilir. Bununla beraber, meyve dökümünü azaltmak ve meyve kalitesini iyileştirmek için özellikle buruk olmayan çeşitlerde tozlanma istenir. Bazı çeşitler yıldan yıla değişen miktarlarda dişi ve erkek çiçek oluşturur; bazen erkek çiçek miktarı çok az olur, bazı yıllar ise erkek çiçek oluşturmayabilir. Bununla beraber birkaç çeşit düzenli olarak her yıl erkek çiçek oluşturmaktadır. Bunlardan tozlayıcı olarak yararlanılır (Kitagawa ve Glucina, 1984).
5.6. Meyve Meyve iriliği, rengi ve şekli bakımından çeşitler arasında büyük farklılıklar bulunur. Meyve ağırlığı 50 – 300 g arasında değişir. Genelde meyve şekli çeşitlere göre konik, uzun konik, yuvarlak ve basık arasında değişim göstermektedir. Bazı çeşitlerin meyvelerinde köşelilik, bazılarında meyve etrafında bir bilezik bulunmaktadır. Derim olumunda meyve kabuğu rengi yeşilimsi-sarı, turuncu-sarı, turuncu, turuncu-kırmızı; fi zyolojik olgunlukta ise turuncu, koyu turuncu, kırmızı-turuncu, kırmızı olabilmektedir. Döllenme çekirdeklilik üzerinde önemli rol oynar. Partenokarp meyveler olduğu gibi 7 çok çekirdekli çeşitler de bulunmaktadır. Çekirdeksizlik istenilen önemli özelliklerden birisidir. Trabzon hurmaları meyve özellikleri bakımından iki ana grup oluştururlar; 1. Meyve eti buruk (kekre) olanlar 2. Meyve eti buruk (kekre) olmayanlar Her bir ana çeşit grubu ise tozlanma durumlarına göre iki gruba ayrılmaktadır: - Kararsız olanlar: Bu gruba giren çeşitlerde tozlanmadan sonra oluşan çekirdekler nedeniyle meyve et rengi değişerek çekirdek oluşan yerlerde kahverengiye döner. (Şekil 4). Tozlanma zayıf olduğunda ve tek bir çekirdek meydana geldiğinde çekirdeğin çevresinde koyu bir alan oluşmakta, fakat diğer kısımlar açık renkli kalmaktadır. Çekirdeksiz olduğunda ise meyve et rengi açık renkli (açık sarı-sarı) olmaktadır. - Karalı olanlar: Kararlı grupta yer alan çeşitlerde tozlanmadan sonra oluşan çekirdekler nedeniyle meyve et rengi değişmez. Tozlanmadan sonra çekirdek oluşsa da meyvenin et renginde herhangi bir değişme olmaz.
Meyve et rengi döllenme sonucu oluşan çekirdeklerden etkilenmeyen ve kekre olmayan çeşitler önemli ticari çeşitlerin genel özellikleridir. Kekre olanlar içerisinde ise meyve eti kararlı olanlar tercih edilmektedir. Kekre çeşitlerde meyve etinde kekreliğe neden olan çözünebilir tanenler meyve yumuşamaya başlayarak yenebilir duruma gelince azalarak yok olmaktadır. Kekrelik değişik kimyasal uygulamalar ile uzaklaştırılabilir. Kekre olmayan çeşitlerde meyve eti sert olduğunda da meyve yenebilir durumdadır. 5.6.1. Meyve Büyüme Dönemleri Trabzon hurmasında 3 meyve büyüme dönemi bulunmaktadır.
1. Dönem (Mayıs - Temmuz sonu): Önce hücre bölünmesi olur (mayıs). Mayıs sonundan itibaren hem hücre bölünmesi hem de hücre büyümesi olur. 2. Dönem (Ağustos): Hem hücre bölünmesi hem de hücre büyümesi olur. 3. Dönem (Eylül-Ekim): Hücre bölünmesi ve büyümesi olur (Kitagawa ve Glucina, 1984). 5.6.2. Meyve Dökümü Trabzon Hurması meyvelerinde çiçeklenmeden sonra çok sık meyve dökümü olur. Genelde 3 döküm dönemi vardır. En şiddetli döküm taç yaprak dökümünden kısa bir süre sonra başlar ve 2-3 hafta devam eder. Döllenme sonucu meydana gelmiş meyvelerde döküm önemli ölçüde azalır. Trabzon Hurmasında meyve dökümüne neden olan diğer faktörler yetersiz güneşlenme ve aşırı sürgün büyümesidir. Yaprak dökümüne neden olacak kadar şiddetli olmayan su stresi (kuraklık) meyve dökümüne neden olamamaktadır. Meyvelerin aşırı fi zyolojik döküm problemi özellikle genç güçlü büyüyen ağaçlarda gübre uygulamasını düzenlemek, güneş ışığının girişine olanak vererek budama yapmak ve gerekli tozlanmayı sağlamak suretiyle azaltılabilir (Kitagawa ve Glucina, 1984).
5.6.3. Kaliks Ayrılması Kaliks ile meyvenin birleştiği yer boyunca bazen meydana gelen yarılmalardır. Fakat parçalar birbirinden ayrılmazlar. Yarılmanın şiddetine bağlı olmakla birlikte, genelde meyve kalitesini önemli ölçüde düşürür. Görünmeyen siyah veya koyu kahverengi delikler oluşur ve bu kısım mantarlar için bir giriş kapısı olarak rol oynar. Ayrıca, kaliks ayrılması meydana gelen meyveler çoğunlukla erken renklenir ve bu renklenme çoğu zaman düzenli değildir. Kaliks yarılması meyvenin 3. büyüme döneminde meydana gelir. Kaliks 2. meyve büyüme dönemi sonunda büyümesini tamamlar, fakat meyvenin alt kısmı hasada kadar büyümeye devam eder. Kaliks ayrılmasının nedeni henüz saptanamamış olmakla beraber, kaliks ile meyvenin alt kısmı arasındaki büyüme dengesizliğinin etkili olan önemli faktörlerden birisi olduğu sanılmaktadır. Kaliks ayrılmasını önleyecek bir metot henüz yoktur. Fakat iri kalikse sahip nispeten iri meyvelerde kaliks ayrılması çok daha azdır. Bu nedenle küçük kaliksli meyveleri elle seyreltmek bu bozulmayı azaltmaktadır (Kitagawa ve Glucina, 1984).
6. BAZI ÖNEMLİ TRABZON HURMASI ÇEŞİTLERİNİN ÖZELLİKLERİ
Çeşit özelliklerinin çok büyük farklıklar göstermesi nedeniyle başta buruk özellik göstermeyen çeşitler olmak üzere, meyve eti sert, yola ve muhafazaya elverişli, çekirdeksiz ve koyu turuncu - kırmızı renkli çeşitlerin üretilmesi, bu meyve türünün tüketimini arttıracaktır.
Subtropik iklim meyveleri son yıllarda dünyada pazar imkanı hızla artmakta olan bir meyve grubunu oluşturmaktadırlar. Ancak, dünya pazarlarında önemli yer alabilen bu meyve türlerinde kaliteli yetiştiriciliğe en elverişli ekolojik bölgelerde ulaşılabilmektedir. K.K.T.C. ekolojik koşullarına adapte olabilecek subtropik iklim meyve türlerinin adaptasyon çalışmaları ile belirlenmeleri, ürün çeşitliliğinin artırılması açısından çok büyük öneme sahiptir. Bazı subtropik meyve türleri son yıllarda dünya meyveciliğinde çok büyük değer ve önem kazanmıştır. Bu nedenle, KKTC’nin meyveciliğinin değişik meyve türleri ile zenginleştirilmesi ve bu meyve türlerinin yaygınlaştırılması ekonomiye büyük katkılar sağlayacaktır. KKTC nin iklim ve toprak yapısı incelendiğinde Trabzon hurması yetiştiriciliği için uygun olabileceği anlaşılmaktadır. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünde yapmış olduğumuz çalışmalarda öne çıkan ve KKTC ekolojisi itibariyle ümitvar olduğunu düşündüğümüz Trabzon hurması çeşitleriyle 1999 yılında KKTC’de Türkmenköy’de Tarım ve Orman Bakanlığı Türkmenköy Tarımsal Araştırma ve Deneme İstasyonunda bir adaptasyon parseli kurulmuştur . Meyvecilik açısından çok önemli bir bölge olması sebebiyle Güzelyurt’da da 10 çeşit ile 2004’de bir çeşit denemesi kurulmuştur. Bitkiler gençtir ve çeşitlerin henüz meyveye yattığı için herhangi bir sonuç verilememektedir.
6.1. Meyve Eti Kekre Olmayan Çeşitler
6.1.1. Fuyu
Dünyada da yaygın olarak yetiştirilen bir çeşittir. Meyveleri iri (200 g), basık yuvarlak şekilli ve köşelidir. Meyve kabuğu sert ve oldukça parlak, turuncu - kırmızı renklidir. Sıcak bölgelerde yetiştirildiği zaman koyu kırmızı renk almaktadır. Meyve et rengi açık sarı-turuncu renklidir. Fuyu meyve eti tozlanmayla değişmeyen (kararlı) ve kekre olmayan bir çeşittir. Meyve kalitesi çok yüksek ve depolanabilme özelliği çok iyidir. Partenokarp meyve oluşturma eğilimindedir, fakat partenokarp meyvelerde renk gelişiminin homojen olmaması ve meyve dökümlerine duyarlılığın artması nedeniyle tozlayıcı (baba) çeşide gereksinim duyar. Dallar sarkık büyüme eğilimindedir. Ağaçları oldukça kuvvetli, verimlidir; ekim ayında olgunlaşır (Yeşiloğlu ve Yıldırım, 2011).
6.1.2. Hana Fuyu
Meyveleri oldukça iri, basık yuvarlak şekilli ve köşelidir. Meyve kabuğu sert ve oldukça parlak, turuncu - kırmızı renklidir. Meyve et rengi açık sarı - turuncu renklidir. Hana Fuyu meyve eti kararlı ve kekre olmayan bir çeşittir. Meyve kalitesi çok yüksektir. Partenokarp meyveler oluşturur. Ağaçları orta kuvvetli, verimli ve orta erkenci bir çeşittir (Miller ve Crocker,1992).
6.1.3. Jiro
Kekre olmayan çeşitler içerisinde en iri meyveleri oluşturur. Meyve ağırlığı ortalama 230 g olmaktadır. Fuyu çeşidinden daha iri meyveleri vardır. Meyveleri kutuplardan basıktır. Meyvede kaliks kısmından meyve ucuna doğru giden 4 adedi çok belirgin 8 dilim görülür. Jiro kararlı bir çeşittir. Partenokarpik yani çekirdeksiz meyveler oluşturur. Mükemmel meyve kalitesine rağmen, bazen meyve uç kısmında halkalar şeklinde kabuk çatlamaları görülür. Ağaçları dikine büyümektedir. Erkenci bir çeşittir. Ekim ortasında olgunlaşmaktadır (Kitagawa ve Glucina, 1984; Tuzcu ve Yıldırım, 2000).
6.1.4. Jiro C 24276
Meyveleri oldukça iridir. Meyve et rengi tozlanmaya göre değişmemektedir. Partenokarpiye eğilimi orta derecededir. Meyveleri basık–yuvarlak, meyve kabuğu derim döneminde turuncu–yeşil, fi zyolojik olgunlukta turuncu–kırmızıdır. Meyve kalitesi yüksektir. Ağaçları orta kuvvetli ve çok verimlidir. Orta mevsim çeşididir (Bellini ve Giordani, 1998; Yeşiloğlu ve ark., 2004).
6.1.5. Suruga
Meyve et rengi tozlanma ile değişmeyen ve kekre olmayan bir çeşittir. Meyveleri iridir. Geççi bir çeşittir. Geççiliği nedeniyle daha sıcak bölgeler için uygundur. Meyve şekli yuvarlak - basık, parlak turuncu - kırmızı renklidir. Meyve eti rengi açık sarı ve tatlıdır. Meyve kalitesi mükemmel ve meyveleri depolamaya uygundur. Genç ağaçlardaki meyveler kaliks ayrılmasına duyarlıdır (Kitagawa ve Glucina, 1984).
6.1.6. O’Gosho
Meyve et rengi tozlanma ile değişmeyen ve kekre olmayan bir çeşittir. Orta irilikte (150 g) meyveler oluşturan, yüksek verimli ve çok kaliteli bir çeşittir. Meyveleri yuvarlak - konik arasında, meyve kabuğu turuncu - kırmızı renkli, meyve eti kaliteli ve çok tatlı olan bir çeşittir. Düzenli meyve tutumu vardır ancak, hasatönü dökümlere eğilimli bir çeşittir. Orta erkencidir ve Fuyudan biraz daha erken olgunlaşmaktadır (Kitagawa ve Glucina, 1984; Tuzcu,1998; Tuzcu ve Yıldırım, 2000).
6.1.7. Tipo Kaki
İtalya’da yaygın olarak yetiştirilen bir çeşittir. Meyve eti tozlanma ile değişen ve kekre olmayan çeşitlerden biridir. Meyveleri orta – iri ve yuvarlaktır. Meyve kalitesi yüksek ve et rengi kahverengidir. Ağaçları kuvvetli, düzenli ve yüksek verimlidir. Orta mevsim çeşididir.
6.2. Meyve Eti Kekre Olan Çeşitler
6.2.1. Hachiya
En yaygın kullanılan çeşitlerden biridir. Meyve eti tozlanma ile değişmeyen ve kekre olan çeşitlerden biridir. Meyveleri iri (230 g) olup, Japonya’da kurutmalık çeşit olarak kullanılan bir çeşittir. Dikdörtgen-konik şekilli ve meyvenin uç kısmı yuvarlak olan bir çeşittir. Meyve kabuğu turuncu renktedir. Meyve kalitesi yüksek, olgun dönemde hem tatlı hem de aromalıdır. Meyvelerinde birörneklilik sorunu bulunmaktadır. Orta mevsim–geççi bir çeşittir. Kuvvetli ve dikine büyüyen ağaç yapısı vardır (Kitagawa ve Glucina, 1984; Miller ve Crocker,1992).
6.2.2. Tuzcu Meyveleri orta iridir. Meyve eti tozlanma ile değişmeyen ve kekre olan çeşitlerden biridir. Partenokarpiye eğilimi yüksektir. Meyve şekli yuvarlak, meyve eti rengi turuncu-kahverengidir (Yeşiloğlu ve ark., 2004).
6.2.3. Shokaku Meyveleri orta iridir. Meyve eti tozlanma ile değişmeyen ve kekre olan çeşitlerden biridir. Partenokarpiye eğilimi yüksektir. Ağaçları kuvvetli ve verimlidir. Meyve şekli yuvarlak, meyve eti rengi turuncu-kırmızıdır (Yeşiloğlu ve ark., 2004).
7. TRABZON HURMASININ EKOLOJİK İSTEKLERİ
7.1. İklim İstekleri
Trabzon hurması iklim koşullarına adaptasyonu en yüksek olan meyve türlerinden birisidir. Subtropik iklim meyvesidir. Ancak, Kışın yaprağını döktüğü için Kışın düşük sıcaklıklara diğer subrtropik meyve türlerine göre daha dayanıklıdır; sıcak ve ılıman iklim koşullarına da iyi uyum gösterir. Genel olarak - 12o C a kadar dayanabilmekle birlikte -18o C’ye kadar dayanan çeşitler de bulunmaktadır. Kışın soğuklarına dayanıklı olmasına rağmen, aktif dönemde bitki dokuları İlkbahar geç ve Sonbahar erken donlarından zarar görür. İlkbaharda gözlerin sürdüğü aktif dönemdeki soğuk zararı için kritik sıcaklık - 3o C’ dir. Sonbaharın erken donları meyvelerde lekelenmelere, erken yaprak dökümüne neden olur ve meyve içeriği hızlı bir şekilde azalır. Trabzon hurması subtropik koşullarda, ekstrem derecede sıcak bölgelerde ve nemli bölgelerde yetişebilmektedir. Trabzon hurması genel olarak turunçgiller, incir, badem, şeftali ve kayısının yetişebildiği yerlerde yetiştirilebilir. Bununla beraber, düşük Kış sıcaklıklarının ve soğuk rüzgarların en az olduğu yerler; iklimin ılıman olduğu kıyılara yakın yerler ve tepelerin yamaçları yetiştiricilik için en uygun yerlerdir. Trabzon hurmasının sıcak bölgelerde yetiştiriciliğinde başta güneş yanıklıkları olmak üzere düşük nem oranından kaynaklanan olumsuz etkilenmeler söz konusu olabilmektedir. Sıcak iklime sahip bölgelerde güneş yanıklığına neden olmamak için ortası açık şekiller verilmemelidir. Çevre koşullarından etkilenmenin düzeyi çeşitler arasında büyük farlılıklar gösterebilmektedir (Kitagawa ve Glucina, 1984; Bellini, 1979; Yeşiloğlu ve Yıldırım, 2011).
Soğuklara gereksinimi düşüktür. +7.20o C’nin altında geçen 200-400 saatlik süre soğuklama gereksinimini karşılamak için yeterli olmaktadır. Trabzon hurmasında soğuklama gereksinimi düşük olduğu için geç gelen Kış soğukları nedeniyle geciken yaprak dökümü bir sorun oluşturmaz. Bununla beraber, soğuklama ihtiyacının kısa olması erken ilkbahar donlarının bazı bölgelerde zarar vermesine neden olabilir. Buruk olmayan çeşitlerin (Fuyu, Jiro gibi) meyvelerini olgunlaştırabilmeleri için buruk olanlara (Hiretanenashi) göre daha yüksek sıcaklık toplamına gereksinimleri vardır. Bu nedenle, buruk olmayan tipler daha çok ılıman yerlerde yetiştirilmelidir. Buruk olmayan tipler serin koşullarda yetiştirildiği zaman, burukluğu tamamen kaybolmayan meyveler oluşturma eğilimi ortaya çıkmaktadır. Meyveler uygun bir şekilde olgunlaşmamakta, şeker içeriği düşmekte ve zayıf bir renk oluşumu meydana gelmektedir. Öte yandan, buruk olan tipler kalite anlamında nispeten serin bölgelerde yetişmektedir. Buruk olan tiplerde sıcak bölgelere gidildikçe tad yavanlaşmaktadır. Trabzon hurması ağaçları yüksek oransal nemi isterler ve en kaliteli meyveler nemli bölgelerden elde edilir. Hava neminin az olduğu yerlerde sulamalara dikkat edilerek iyi bir verim ve kalite sağlanır. Genç sürgünler taze oldukları için İlkbaharda esen rüzgarlardan kolaylıkla zarar görür. Dalları çok gevrektir. Bu nedenle, şiddetli rüzgar meyve yüklü dalların kırılmasına neden olur. Bunu önlemek için dallar çatal ve hereklerle desteklenmeli, rüzgarkıran bitkiler dikilmelidir. Yeterli miktarda rüzgarkıran olmayan bahçelerde Yaz sonu ve Sonbaharda esen şiddetli rüzgar nedeniyle ağaçlarda yaprak dökümü erken olur. Bu da meyvedeki şeker içeriğinin düşürerek meyve kalitesinin azalmasına, ayrıca ertesi yıl verimin düşmesine neden olur. Ayrıca, fazla rüzgar alan yerlerde Sonbaharda olgunluk döneminde meyve, yaprak ve dalların birbirine sürtünmesinden dolayı meyveler zarar görür ve meyve kalitesi düşer.
7.2. Toprak İstekleri
Trabzon hurması toprak istekleri bakımından oldukça geniş adaptasyona sahiptir. Çok hafi f topraklardan ağır topraklara kadar çok değişik toprak tiplerine de uyum sağlar. Ancak, Trabzon hurması için en uygun toprak orta ağır, organik maddece zengin, drenajı iyi olan derin topraklardır. Toprak pH’ sı 6.5 - 7.0 olan topraklar yetiştiricilik için iyi sonuç verir.
8. TRABZON HURMASI ANAÇLARI VE ÇOĞALTILMASI
8.1. Anaçları Trabzon hurmasının 3 değişik türü anaç olarak kullanılmaktadır.
1. Diospyros kaki L: Çin kökenli olan bu tür meyveleri yenen Trabzon hurması çeşitlerinin yabani formudur. Kuvvetli büyüyen, tüm çeşitlerle iyi uyuşma gösteren ve birörnek çöğür veren bir anaçtır. D. kaki çöğürleri birkaç yan kök ve uzun bir kazık kök oluşturmaktadır. Kök kanserine (Agrobacterium tumefaciens) dayanıklıdır. Aşırı toprak nemine duyarlıdır ve zayıf drenajlı topraklara dayanıklı değildir. Ülkemizde daha çok Diospyros kaki’nin çöğürleri anaç olarak kullanılmaktadır.
2. Diospyros lotus L: Diospyros lotus özellikle kekre çeşitlerle iyi uyuşma göstermektedir. Ancak üzerine aşılı çeşitlerde bazen aşırı meyve dökümleri olabilmektedir. Çin, İtalya ve Kuzey Japonya’da anaç olarak kullanımı yaygındır. Çünkü kuvvetli büyüyen birörnek çöğürler oluşturmakta ve soğuklara D. kaki’den daha dayanıklıdır. Ancak, kök kanserine (Agrobacterium tumefaciens) D. kaki’ye göre daha duyarlıdır. Kurak şartlara dayanıklıdır. Bu anacın çöğürleri yavaş büyüme göstermektedir (Schroeder, 1950; Kitagawa ve Glucina, 1984 ve Miller ve Crocker,1992). D. lotus’un özellikle Fuyu, Jiro, Izu, Suruga ve Gosho gibi tozlanmadan sonra meyve eti rengi değişmeyen ve kekre olmayan çeşitler ile arasında uyuşmazlık görülmektedir (Kitagawa ve Glucina, 1984). D. lotus anaçları zayıf drenajlı topraklara duyarlıdır.
3. Diospyros virginiana L: A.B.D. ve İsrail’de anaç olarak kullanımı yaygın olan bu anacın çöğürleri özellikle nemli toprak koşullarına ve aşırı soğuğa iyi adapte olmuştur. D. virginiana çok fazla dip sürgünü vermektedir ve bu istenmeyen bir özelliktir. Bu anaç üzerine aşılı ağaçlar aynı büyüklük ve gelişme kuvvetinde olmamaktadır (Kitagawa ve Glucina, 1984). D. viriginiana zayıf drenajlı topraklarda diğer anaçlardan daha başarılıdır.
8.2. Çoğaltma Yöntemleri
Aşılama yoluyla çoğaltılır. Aşılı fi dan üretimi, anaç olarak kullanılan üç türün çöğürleri üzerine kalem ya da göz aşısı yapılarak gerçekleştirilir. Anaçların meyveleri Sonbahar-Kış aylarında olgunlaştığı zaman toplanır. Yumuşayıncaya kadar bekletilir. Daha sonra yumuşayan meyveler iyice ezilir ve meyve eti tohumdan ayrılıncaya kadar suyla yıkanır. Tohumlar temizlendikten sonra gölge bir yerde kurutulur. Kurutulan tohumlar plastik torbalara konularak 4-5o C, % 50-60 oransal nemli ve havalanan bir yerde tohum ekim zamanına kadar muhafaza edilir (Miller ve Crocker,1992). Tohum tavaları hazırlanırken toprağın geçirgen, organik maddece zengin, kumlu– tınlı ve süzek bir yapıda olmasına dikkat etmek gereklidir. Tohumlar, tohum tavalarına 5-6 cm aralıklarla ekilir. İyi gelişmiş ve kuvvetli çöğür elde etmek için sulama, gübreleme ve yabancı ot kontrolü düzenli olarak yürütülmelidir. Genç çöğürler güneş yanıklıklarına karşı çok duyarlı olmaları nedeniyle tavaların üzerinde gölgelemenin yapılması yarar sağlar. Tüplü fi dan yetiştiriciliğinde tohumlar 15 x 45 cm’lik plastik tüplere doğrudan ekilir. Tavalardaki çöğürler Sonbaharda çöğürler yapraklarını döküp dinlenmeye girdikten sonra aşı parsellerine şaşırtılırlar. Aşı parsellerinin toprağı organik maddece zengin, geçirgen, kumlu-tınlı ve hafi f nemli olmalıdır. Aşı parsellerinde özellikle sulama koşulları çok iyi olmalıdır. Sulama koşullarının iyi olmaması durumunda şaşırtmadan sonraki aşamada zayıf gelişme gözlenir. Özellikle D. kaki’nin kazık köklü olmasınedeniyle şaşırtma işlemi daha dikkatli yapılmalıdır. Kökler her zaman nemli olmalı ve kuraklıktan korunmalıdır. Çöğürler yaklaşık 70 x 30 cm aralıklarla dikilmelidir. Dikimden önce kazık kökleri kısaltılarak dikim tuvaleti yapılmalıdır. Bu şekilde yan kök oluşumu teşvik edilmelidir. Çöğürler aşı parsellerine ya da tüplere aktarılabilir. Aşı kalemleri çeşitlerin dinlenmede oldukları dönemde güçlü ve sağlıklı sürgünlerden alınmalı ve aşılanıncaya kadar 4-5o C’de muhafaza edilmelidir. Aşı parsellerine alınan çöğürlere göz ya da kalem aşıları yapılabilir. Trabzon hurmasında yonga aşı, T göz aşısı, ingiliz dilcikli, yarma kalem aşıları uygulanabilir (Tuzcu ve Yıldırım, 2000). İngiliz dilcikli ve yarma aşı Trabzon hurmasının çoğaltılmasında başarılı sonuçlar vermiştir. Genelde bu aşılama yönteminde üzerinde 2 göz bulunan kalemler kullanılması başarılı sonuçlar vermektedir. T göz aşısı uygulamaları genelde başarılı olmakla beraber iklim koşulları başarıyı olumsuz etkileyebilmektedir (Kitagawa ve Glucina, 1984). Yonga aşı en kolay yapılabilen ve tutma oranı oldukça yüksek olan bir aşı tipidir. En iyi uygulama zamanı Şubat sonu - Mart başıdır. Hava sıcaklığına bağlı olarak aşıdan 2-6 hafta sonra aşılar tutar.
9. TRABZON HURMASINDA BAHÇE KURULMASI
9.1. Bahçe Yerinin Seçilmesi
Subtropik iklim meyve türü olan Trabzon hurması çok geniş iklim koşullarına adapte olma yeteneğine sahiptir ve Kışın yaprağını döktüğü için subtropik iklim koşulları dışında, sıcak-ılıman iklim koşullarına sahip, Kışın düşük sıcaklıkların az olduğu yerlerde de yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Bununla birlikte buruk olmayan çeşitlerin sıcaklık gereksinimleri buruk olanlardan fazla olduğu için, buruk olmayanların nispeten sıcak yerlerde yetiştirilmesi gerekir. Eğer buruk olanlar serin bölgelere götürülürse burukluğu kaybolmayan meyveler oluşur. Öte yandan buruk olanlar serin yerlerde daha kaliteli meyve oluştururken, sıcak bölgelerde yetiştirilirse oluşan meyve tadının yavanlaştığı görülür (Yeşiloğlu ve Yıldırım, 2011). Trabzon hurması yüksek hava nemi istemektedir ve en kaliteli meyveler, nemli bölgelerden elde edilmektedir. Trabzon hurması ağacının dalları çok gevrektir, bu yüzden şiddetli rüzgarların çok fazla olduğu bölgelerde bahçe kurulmasından kaçınmak gereklidir. Trabzon hurması çok fazla toprak seçici olmamakla birlikte orta ağır, organik maddece zengin, pH’ sı 6.5-7.0 ve drenajı iyi olan derin topraklara sahip bölgelerde yetiştiricilik yapılmalıdır (Tuzcu ve Yıldırım, 2000).
9.2. Çeşit Seçimi
Trabzon hurması bahçesi kurarken o bölgedeki ekolojik koşullara adapte olmuş çeşitler içerisinde pazar değeri yüksek olan çeşitler tercih edilmelidir. Çeşitlerin tozlayıcı gereksinimi olup olmadığına mutlaka dikkat edilmelidir. Çeşit özelliklerinin çok farklı olabilmesi nedeniyle başta buruk özellik göstermeyen çeşitler olmak üzere, sert etli, yola ve muhafazaya elverişli, çekirdeksiz ve turuncu-kırmızı renkli çeşitlerin seçilmesi çok önemlidir. Bahçenin olgunlaşma zamanları erkenci, orta, geççi mevsim gibi farklı dönemlerde olan çeşitlerle kurulması pazar döneminin uzatılması bakımından çok önemlidir.
9.3. Dikim
Dikim mesafeleri çeşitlere, kullanılan anaca ve toprak yapısına göre değişmekle birlikte Trabzon hurmasında verim çağındaki ağaçlar için en uygun dikim mesafeleri genel olarak 5 x 5 m ve 6 x 6 m kabul edilebilir. Bununla birlikte 5.0 x 2.5 m ve 6.0 x 3.0 m şeklinde yarı sık dikim yapılması her zaman önerilmektedir. Bu şekilde dikilen bahçelerde ağaçların birbirine girmeye başladığı 10-12 yaşlarında ağaçlar seyreltilir ve normal dikim mesafesine getirilir. Tozlayıcıya gereksinimi olan çeşitlerde 1: 8 oranında tozlayıcı çeşit kullanılmalıdır. Bu amaçla en sık kullanılan çeşit Zenjimaru, Akagaki, Mercatelli, Mandarino, Brunikel ve Gailey çeşitleridir (Kitagawa ve Glucina, 1984; Miller ve Crocker,1992).
Dikim çukurları 40cm genişlik ve 60cm derinlikte açılmalıdır. Dikimler, fi danların yapraklarını döktükten sonra İlkbahara kadar olan dinlenmede oldukları dönemde yapılmalıdır. Tüplü fi danlar sulama koşullarına dikkat etmek şartıyla İlkbahar aylarında da dikilebilir. Dikim sırasında fi danlarda kök budaması yapılmalı ve dikimden sonra da tepeleri 60-70 cm’ den kesilerek 1.taç verilir. Dikim yapılırken fi danlar fi danlıktan söküldükleri derinlikte dikilmelidir yani derin veya yüzeysel dikimden kaçınmalıdır. Rüzgar etkisine karşı da herek mutlaka kullanılmalı ve fi danlara can suyu verilmelidir.
10. TRABZON HURMASI BAHÇELERİNDE YILLIK BAKIM İŞLEMLERİ
10.1. Toprak İşleme
Tüm toprak işleme yöntemlerinin amacı temelde ot mücadelesi yapmaktır. Toprak işlemede su ve besin maddeleri ile rekabet eden yabancı otların ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Ayrıca, toprağın havalanması da önemli amaçlardan biridir. İlkbaharda toprak tava geldiği dönemde iyice sürülerek havalandırılması sağlanır. Toprak işleme bahçenin sulama suyunun durumuna, hava nemine göre örtülü veya örtüsüz yapılabilmektedir. KKTC’de sulama suyu kısıtlı olduğu için örtüsüz toprak işleme uygundur. Bu sistemde toprağın sürekli işlenmesi veya herbisitler kullanılarak yabancı ot mücadelesi söz konusudur. Ya da her ikisi birlikte kullanılır. Toprağın sürekli işlenmesi yöntemi toprağın fi ziksel yapısının bozulmasına neden olabilir. Bunun sonucu kısmen havalanması engellenir. Sürekli toprak işlemesi iletoprağın sıkışmasına ve geçirimsiz tabakanın oluşmasına neden olur. Bu nedenle sürekli toprak işleme yerine toprak işleme ve herbisit kullanma kombinasyonu tercih edilmelidir (Yeşiloğlu ve Yıldırım, 2011). 10.2. Gübreleme
Gübreleme programları yapılmadan önce mutlaka yaprak analizleri yapılmalıdır. Trabzon hurmasında yaprak örnekleri ağustos ayında ve ilkbaharda oluşan 1 yaşlı meyvesiz sürgünlerdeki yaprakların tam ortasındaki yapraklardan alınır. Alınan yaprak örnekleri genelde 5 aylık yapraklar olmalıdır. Yaprak Analizlerinde Gübreleme Programları İçin Kullanılabilecek Referans Değerler (Sato ve ark., 1954). N : % 2.22 - 3.15 K : % 1.47 - 3.86 P : % 0.11 - 0.16 Ca : % 0.92 - 2.78 Mg : % 0.22 - 0.77 Azot (N)
iyi bir gelişme ve çiçek oluşumunun artırılması için çok gerekli olan en önemli elementtir. Trabzon hurmasının azot gereksinimi fazladır. Yaprak analiz sonuçlarına ve meyve verimi miktarına göre verilecek azotun 1/3’ü erken ilkbaharda, 1/3’ü Nisan - Mayıs ve geri kalan kısmı Haziran aylarında verilebilir. Azotlu gübreler ağaçların taç izdüşümüne göre topraktan verilir ve toprağa karıştırılır. Gübrelemenin hemen arkasından sulama yapılmalıdır. Ancak aşırı azot gübrelemesinden de özellikle kaçınılmalıdır. Aşırı sürgün gelişimine, çiçek ve meyve dökümlerine neden olabilir (Kitagawa ve Glucina, 1984; Onur, 1990 ve Tuzcu ve Yıldırım, 2000).
Aynı şekilde fosfor ve potasyum iyi meyve kalitesi (renk, irilik) için gerekli olan elementlerdir. Fosforlu gübreler çiçeklenme, meyve tutumu ve kök gelişimi üzerine etkilidir. Aynı zamanda meyve renklenmesinin artırılması bakımından önemli rol oynamaktadır. Bu gübreler Kasım - Aralık aylarında verilmelidir. Fosfor gübrelemesinde ağaçın dört yönünde taç izdüşümüne ve kılcal köklere kadar derinlikte açılan çukurlara çiftlik gübresi ile birlikte verilir ve toprakla örtülür (Tuzcu ve Yıldırım, 2000). Potasyumlu gübrelerin meyve kalitesi üzerine doğrudan etkileri vardır. Özellikle meyve iriliği üzerinde etkili olmaktadır. Aynı zamanda sürgün büyümesini de teşvik etmektedir. Aşırı potasyum noksanlığında meyve dökümleri olur. Noksanlığı halinde meyvelerde çatlamalar aşırı hale gelir. Bu gübreler kasım - aralık aylarında verilmelidir. Potasyumlu gübreler fosforlu gübrelerle beraber verilebilir (Kitagawa ve Glucina, 1984; Miller ve Crocker,1992 ve Tuzcu ve Yıldırım,1998). Trabzon hurmasında bazen Magnezyum (Mg) noksanlığına da rastlanmaktadır. Magnezyum noksanlığı özellikle toprak pH’sı yüksek alkali, organik maddece fakir ve kireçli topraklarda görülür. Ayrıca, toprakta fazla potasyum bulunması durumunda da magnezyum noksanlığına rastlanır. Potasyum ile magnezyum antagonistik yani karşılıklı olumsuz etkileşmeler göstermektedir. Magnezyum noksanlığının en belirgin simptomu yapraklarda sararmaların olmasıdır. Özellikle meyveli dallardaki yaşlı yaprakların damar aralarında sararmalar görülür. Genelde sürgünlerin dip yapraklarında meydana gelir. Noksanlığın ilerlemesi ile yapraklardaki sararan bölgeler kahverengileşir ve dökümler meydana gelir. Noksanlığında genenlikle ilkbahar aylarında uygulama yapılır. Trabzon Hurmasında iyi bir NPK gübrelemesi yapmak için topraktaki uygun Mg miktarına dikkat edilmelidir. Bunun esas nedeni Mg ve K’nın bitkiler tarafından alınmasında doğrudan birbiriyle rekabet etmeleridir. Yüksek miktarda potasyum kullanıldığı zaman, potasyum antagonistik etki olarak Mg absorbsiyonunu baskı altına alır ve yapraktaki Mg içeriğinin azalmasına neden olur (Kitagawa ve Glucina, 1984). Trabzon hurması ağaçları ağır killi topraklarda yüksek pH dan dolayı bazen Mangan (Mn) eksikliği gösterir. Genellikle mayıs ayında yeni sürgünlerin alt kısmında görülür. Sürgünlerde geriye doğru ölüm, erken yaprak dökümü ve meyve dökümü ile sonuçlanabilir. Akut noksanlık durumunda ilkbahar başında (nisan ortası) 10 gün aralıklarla birkaç püskürtme gerekebilir (Kitagawa ve Glucina, 1984).
10.3. Budama
Trabzon hurmasında dikimden sonraki ilk üç yılda şekil budaması yapılır. Taçlandırmada “değişik doruk dallı” (modifi ye lider), palmet, goble ve değişik telli terbiye sistemleri uygulanabilir (Kitagawa ve Glucina, 1984). Akdeniz bölgesinde genelde Trabzon hurması bahçelerinde değişik doruk dallı şekillendirme sistemi uygulanmaktadır. Bu sisteme 1. yıl kış aylarında fi danların toprak yüzeyinden 70 cm yukarıdan tepesi kesilir. Şiddetli budama sürgünlerin kuvvetli gelişmesini artırmaktadır. Mayıs - Haziran aylarında süren sürgünler arasından gövde üzerinde dengeli dağılmış olanlardan 3 – 5 tanesi anadalları oluşturmak üzere seçilir. Seçilen dalların gövde ile yaptıkları açıların dengeli bir şekilde 45 - 60o olmasına dikkat edilmelidir. Dikimden sonraki 2. Kış döneminde lider dalın uzunluğunun 2/3’ü geriye budanır ve ortada doruk dalı oluşturmak üzere büyümek üzere bırakılır. Ana dallar, güçlerine göre dışa bakan göz üzerinden 40–45 cm’den kesilir. Dikimden sonraki 3. yılda lider dal, lateral dalların gelişimini artırmak için geriye budanır. Ana ve yardımcı dalların kuvvetli gelişmesi için diğer dallar alınır. Aynı işlemler ertesi yıl da yapılır Doruk dal 3–4 m yüksekliğe eriştiği zaman, doruk dal üzerinde dışarı doğru büyüyen bir dal kesilerek doruk dal baskı altına alınır. Taç şekli verildikten sonra da her yıl düzenli olarak budama yapılması gerekir. Çok kuvvetli büyüyen dallarda tepe alma yapılmalıdır. Çok zayıf ince dallar, birbirini engelleyen, aşırı güçlü büyüyen “obur”, hasta ve yaralı dallar kışın kesilmelidir. Alt dalların meyve yükü ile eğilip kırılmalarını önlemek için tepe alma yapılmalı veya dallar hereklerle desteklenmelidir. Goble şekil budaması değişik doruk dallı sisteme benzemektedir. Ancak, önemli farkı tacın ortasında doruk dal bırakılmamasıdır. Trabzon hurması güneş yanıklığına çok duyarlıdır. Yüksek yaz sıcaklığı ve kuvvetli ışık yoğunluğunun olduğu bölgelerde goble şekil budaması uygulaması güneş yanıklığına neden olacağından dolayı Trabzon hurması için uygun değildir.
Budamadaki modern yöneliş genelde ağacın çatısını mümkün olduğu kadar kısa dönemde oluşturmak ve tamamlamaktır. Bu nedenle genç ağaçların verim budaması oldukça hafi f yapılır. Hatta ağaç yetişkin olsa bile hafi f budama yapılır. Trabzon Hurması ağaçlarının budanmasında önemli bir nokta dal yapısının bilinmesidir. Normal olarak büyüme sezonunun sonunda sürgünlerin bazı çeşitlerde yalnızca tepeden itibaren 2–3 tomurcuk çiçek tomurcuğu içermektedir. Bu nedenle, eğer sürgünler şiddetli budanırsa çiçekler oluşmayacaktır. Şiddetli budama aşırı derecede vegetatif gelişmeyi teşvik edeceği için ürün miktarı da azalır. Kuvvetli büyüyen ağaçlar, orta derecede kuvvetli büyüme gösteren daha yaşlı ağaçlara göre meyvelerini daha çok dökme eğilimindedir. Öte yandan zayıf büyüyen ağaçlarda yeteri miktarda meyve tutumu olmaz ve meyveler pazar için gerekli olan iriliğe erişmez. Gelecek yılın çiçek tomurcuklarının meydana geleceği yıllık meyve dallarının teşekkül etmesini uyarmak için orta şiddetle bir budama uygundur (Kitagawa ve Glucina, 1984).
10.4. Sulama Trabzon hurmasında sulama aralıkları yetiştiriciliğin yapıldığı bölgenin toprak koşullarına ve kullanılan anaca göre değişmektedir. Sulama gereksinimi kumlu, süzek topraklarda killi ve organik maddece zengin topraklara göre daha sık olmaktadır. Anaç olarak Dyospyros kaki kullanıldığında kökleri kalıcı toprak nemine karşı diğer anaçlar kadar dayanıklı olmamaktadır. Trabzon hurması ağaçlarında genelde tek bir ana büyüme dönemi vardır. İlkbaharda mart-mayıs aylarındaki bu kritik dönemde sürgün büyümesini teşvik etmek ve meyve tutumunu artırmak için yeterli nem olmalıdır. Sürgün gelişiminin ve meyve büyümesinin olduğu yağışların olmadığı İlkbahar ve Yaz aylarında yeterli ve düzenli sulama yapılmalıdır. Trabzon hurması iyi drenaj sağlandığı zaman toprak nemine dayanabilmektedir. Ancak, toprak neminin özellikle çiçeklenme ve meyve büyüme döneminin başlarında aşırı olması meyve dökümlerine neden olmaktadır. Şiddetli yağışlar sonucu veya aşırı sulama sonucu toprakta oluşan aşırı nem nedeniyle vegetatif büyüme artar ve bu dönemde çiçek ve küçük meyve varsa dökümler artar. Ayrıca aşırı sürgün büyümesine de neden olmaktadır. Dolayısıyla bu dönemlerde aşırı sulamalardan kaçınmalıdır (Kitagawa ve Glucina, 1984). Damla sulama yöntemi tercih edilir. Bununla beraber karık sulama sistemi, alttan yağmurlama veya düşük basınçlı sulama yöntemleri de kullanılabilir. Aşırı sulamadan özellikle kaçınılması gerekir.
11. TRABZON HURMASI HASTALIK ve ZARARLILARI
11.1. Önemli Trabzon Hurması Zararlıları
11.1.1. Akdeniz Meyve Sineği (Ceratitis capitata)
23 Trabzon hurmasında en yaygın olarak görülen zararlıdır. Zararlı Kışı toprakta pupa döneminde geçirmektedir. İklim koşullarına göre İlkbahar sonu ya da Yaz başında ergin olarak çıkar. Erginler balımsı maddeler ile beslenir ve yumurtalarını meyve içine bırakırlar. Meyve içindeki yumurtalar larva haline dönüşür ve meyve içinde beslenerek gelişmelerini tamamlarlar. Gelişmelerini tamamlayan larvalar toprak altında pupa olurlar. Zararlının meyvede oluşturduğu simptomlar yumurtaların bırakıldığı kısımlarda yumuşama ve çöküntünün olmasıdır. Daha sonra bu kısımda kahverengi leke oluşur. Lekenin etrafı açık renk alır. Zararı azaltmak için zarar görmüş meyveler toplanır ve yakılarak yok edilir. Ayrıca etkili doğal düşmanları da bulunmaktadır. Bu zararlıya karşı kısmi yem dal ilaçlaması yapılmaktadır. Bunun için eylül - ekimde meyveler renklendiğinde kullanılan tuzaklara erginlerin ilk gelişiyle birlikte ilaçlamaya başlanır ve birer sıra atlanarak ağaçların güney - doğu bölgelerine uygulama yapılır (Tuzcu ve Yıldırım, 2000). 11.1.2. Trabzon Hurması Meyve Güvesi (Stathmopoda masinissa)
Trabzon hurmasında etkili olan zararlılardan birisidir. Larvaları gözler, sürgünler ve meyveler üzerinde zarar oluşturur. Yumurtalarını yaz başında meyvelerin sap ve kaliksi üzerine bırakır. Kurtçuklar meyve içine girer ve meyvelerin erken olgunlaşmasına ve daha sonrada dökülmelerine neden olur (Kitagawa ve Glucina, 1984). 11.2. Önemli Trabzon Hurması Hastalıkları
11.2.1. Antraknoz (Gloesporium kaki)
Hem meyve hem de sürgünler üzerinde zarar oluşturan bir hastalıktır. Trabzon hurması çeşitlerinin antraknoza dayanımları arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, Fuyu ve Izu çeşitleri çok duyarlı; Atago çeşidi ise dayanıklıdır. Zarar gören meyveler erken olgunlaşmakta ve dökülmektedir (Kitagawa ve Glucina, 1984). 11.2.2. Gri Küf (Botrytis cinerae) Genç yapraklar üzerinde zarar oluşturmaktadır. Etkili olduğu zaman yapraklar üzerinde gelişen lekelere neden olmaktadır (Kitagawa ve Glucina, 1984; Miller ve Crocker,1992). 11.2.3. Bakteriyel Yanıklık (Pseudomonas syringae)
Yapraklar üzerinde nokta şeklinde lekelere neden olmaktadır. Hastalığın etkili olduğu dönem yaprakların alt kısımlarında ve yaprak saplarında kararmalar görülür. İlerleyen dönemlerde sürgünler ve küçük dallar üzerinde de yanık şeklinde kararmalar meydana gelir. Genelde kış sonu ve İlkbahar başında hastalık görülebilmektedir. Havanın soğuk ve nemli olduğu zamanlar hastalık için uygun koşullar oluşmaktadır (Kitagawa ve Glucina, 1984; Miller ve Crocker,1992).