ÖRTÜ ALTI SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİ

ÖRTÜ ALTI SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİ VE SERACILIK :

  • .Sektörün Tanımı ve Gelişimine Bakış 
  • Sebze, meyve ve çiçek gibi kültür bitkilerinin normal açıkta yetiştirme mevsimlerinin dışında, ekolojik faktörlerin kontrolü sayesinde yetiştirilmelerine imkan sağlayan yapay yetiştirme mekânlarına “sera”; seralarda yapılan bitkisel üretime ise “seracılık” veya örtüaltı yetiştiriciliği adı verilmektedir. Örtüaltı yetiştiriciliği, genel olarak yaş meyve sebze üretimi genel kategorisinin bir alt dalı olarak ele alınmaktadır. Ürün yetiştirmedeki olumsuzlukları ortadan kaldırmak veya minimum zararla üretimi sürdürülebilir kılmak için çeşitli yöntemlere başvurulmaktadır. Ürünleri seralarda yetiştirme bunlardan bir tanesidir. Kavramsal olarak seracılık, “sera işletmeciliği” veya “sera yetiştiriciliği” ile “örtüaltı ürün yetiştiriciliği” aynı anlamda kullanılmaktadır. Bunlar arasında yıl boyunca bitkisel üretim yapılmasına imkân veren, daha yüksek verim, kalite ve erkenci ürün eldesinin bir sonucu, daha kârlı ve zevkli bir tarım kolu olan “seracılık” çok büyük önem taşımaktadır. . Hızla artan dünya nüfusuna paralel olarak, gıda maddelerine olan talep de her geçen gün artış göstermektedir. İnsanlar çoğu zaman sebze ve meyveleri mevsimi dışında da tüketmek istemektedirler. Bu artan gıda talebinin karşılanması ve mevsimi dışında sebze ve meyve talebinin karşılanabilmesi için, birim alandan yüksek verimin alındığı seracılık, tüm dünyada her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Seracılık tarımda çeşitliliği, istihdamı ve tarımsal nüfusu artırması yönleriyle de ekonomiye katkısı büyük olmaktadır. Son yıllarda tarımın seracılık endüstrisi kolunda batı ülkelerinde önemli gelişmeler gerçekleştirilmiştir. Uygulanan araştırma programları sonucunda bir taraftan birim alandan alınan ürün miktarında önemli artışlar sağlanırken öteki taraftan da, topraksız tarımı içeren su kültürü ayrıca ortam kültürü, ekolojik tarım, bilgisayar ve robot kontrollü sistemler, serada tozlaşmayı sağlayacak meyve tutumunu arttırmak amacıyla bambus arılarının kullanılması gibi seralarda uygulanan teknolojilerin geliştirilmesiyle de, sebze, meyve ve süs bitkilerindeki kalite riski en alt düzeye indirilmektedir.
  • Yerinde ve doğru yapıldığında seracılık tarımının karlılık oranı diğer tarımsal uygulamalara oranla oldukça yüksektir. Türkiye’de toprak varlığı ve verimliliği dikkate alındığında seracılık; işsizliği azaltan, birim alandan daha fazla ürün alınmasını sağlayan ve kırsal alanda tarımsal faaliyetleri daha fazla gelir getirici haline getiren, bu şekliyle de kırdan kente göçün (ekonomik nedenli) akış hızını düşüren önemli etmenlerden biridir.
  • Örtüaltı Bitki Yetiştiriciliği Çeşitleri ve Teknolojileri
  •  Seralar, gerek üretimin mümkün olmadığı kış periyodunda üretime olanak tanıması ve gerekse doğanın öngörülemeyen olumsuz etkilerinin minimize edilmesi amacıyla, çevre şartları kontrol edilebilen veya düzenlenebilen cam, plastik, fiberglas gibi ışığı geçiren materyallerle yapılan bitkisel üretimdir. Örtüaltı ve turfanda sebzeciliği birbirinden farklıdır. Turfanda sebzecilik, iklime bağlı kalınarak veya kısmen kontrol altına alınarak özellikle mikro klimaya sahip bölgelerden yararlanarak pazara erken veya geç dönemde ürün çıkarıldığı yetiştiriciliktir. Örtüaltı yetiştiriciliğinde ise ortamdaki klima özellikleri kısmen veya tamamen kontrol altına alınarak pazara ürün çıkarmak dönemini ayarlayabilmektir. Sera, çevre koşullarının olumsuz etkisini kısmen veya tamamen ortadan kaldırarak bitkisel üretim yapmaya yarayan seralar alçak veya yüksek sistemler olarak tanımlanmaktadır. Her bir tarımsal ürünün en verimli yetiştiği koşullar üründen ürüne farklılık göstermektedir.
  • Örtüaltı Bitki Yetiştiriciliğinde Geleneksel Teknikler 
  • Seralarda sağlanan yapay koşullar; ısıtma, havalandırma, sulama ve gübreleme, ilaçlama olup bütün bunlar teknoloji kullanımı ile gerçekleştirilir. Söz konusu yapay ortam, sera ve alçak plastik tüneller altındaki üretimi kapsamaktadır. Alçak plastik tüneller; bitki sıraları üzerine yaklaşık 60 cm yarıçaplı ve yarım daire kesitli yerleştirilmiş iskeletlerin üzerinin yumuşak plastik örtülerle örtülmesi sonucu elde edilen yapılardır. Alçak plastik tünel altında yapılan bitkisel üretimde erkencilik amaçlanır. Bu nedenle, seracılık tekniklerini; yetiştiriciliği yapılan ülkeleri farklı enlem derecelerinin sonucu olan iklim ve farklı sera teknolojileri göz önüne alınarak şöyle sınıflandırmamız mümkündür
  • Yüzeysel Örtüler: 
  • Örtüaltı yetiştiriciliğinde malçlama, yüzeysel örtüler, yastıklar şeklinde yapılan ve kısa veya uzun süre bitkilerin üzerini kapatan, ayrıca tüm tarımsal işlemlerin dışardan yapıldığı sistemler olarak sınıflandırılmaktadır.
  • Alçak tüneller: 
  • Cam, plastik v.b. ışık geçirebilen malzeme ile kaplanarak değişik şekillerde yapılan, yüksek sistemli bir örtüaltı yetiştiriciliği yapısıdır.
  • Yüksek tüneller: 
  • Örtüaltı yetiştiriciliğinde insanın içerisine rahatça girebileceği, tarımsal mekanizasyona olanak sağlayan, ancak ısıtma, havalandırma sistemleri genellikle olmayan, dar ve yarım daire kesitli yapılardır. Bu örtü tiplerinin hepsi plastik örtülerdir
  • Seralar: 
  • Tüm iklim elemanlarının denetimine olanak sağlayabilecek örtülü yapılardır. Seracılık, iklimle ilgili çevre koşullarına, tümüyle veya kısmen bağlı kalmadan gerektiğinde sıcaklık, ışık, nem ve hava gibi etmenler denetim altında tutularak bütün yıl boyunca çeşitli kültür bitkileriyle bunların tohum, fide ve fidanlarını üretmek, bitkileri korumak, sergilemek amacıyla cam, plastik v.b. ışık geçirebilen malzeme ile kaplanarak değişik şekillerde yapılan, yüksek sistemli bir örtüaltı yetiştiriciliği yapısıdır.
  • Örtü Altı Yetiştiriciliğinde Yeni Teknikler 
  • 1.2.2.1 Örtüaltı Topraksız Tarım 
  • Günümüzde, pek çok ülkede, seralarda üretimin büyük bir kısmı topraksız tarım ile gerçekleştirilmektedir. Aslında topraksız yetiştiricilik 17.yy’dan günümüze bitki beslenme konusundaki bilgilerimizin çoğu su ve kum kültürü denemelerinden elde edilmiştir. Topraksız tarımın, seralarda ticari anlamda yaygın kullanımı ise 1970’li yıllara rastlamaktadır. Bunun nedeni ise bu yıllarda ortaya çıkan enerji krizi sonucu buhar ile toprak dezenfeksiyonunun çok pahalı bir uygulama haline gelmesidir. Bu şekilde kullanılmaya başlanılan topraksız tarım günümüze kadar artan bir hızla yaygınlaşmıştır, hatta bazı ülkelerde sera üretimi tamamen topraksız tarım ile yapılmaktadır. Topraksız tarımın geleneksel yetiştiriciliğe göre üstün yanları şu şekilde özetlenebilir; Toprağın bulunmadığı veya kalitesinin üretim için yeterli olmadığı yerlerde yetiştiricilik yapılabilir. Toprak yorgunluğu ortadan kalkar, aynı yerde arka arkaya aynı ürünler yetiştirilebilir. Toprak kaynaklı hastalık ve zararlılar ile yabancı otlar sorun olmaktan çıkar , toprak dezenfeksiyonuna gerek kalmaz. Ürünlerde dezenfektan kalıntısı sorunu ile karşılaşılmaz. Su ve besin maddeleri etkin bir şekilde kullanılır, su ve gübre kullanımı azalır.
  • 1.2.2.2 Jeotermal Seracılık 
  • 2013 yılı verilerine göre dünyada 10 bin dönüm, Türkiye’de ise yaklaşık 3.000 dönüm jeotermal sera vardır. Mevcut 3.000 dönüm’lük sera ısıtmasının 10 yıl içinde 10.000 dönüm olması hedeflenmektedir. Şanlıurfa’daki 230 dönümlük jeotermal seradan Avrupa’ya ihracat yapılmaktadır.
  • Seraların jeotermal ile ısıtılmasının getirdiği çok önemli avantajlar;
  •  Bitkinin ihtiyaç duyduğu sıcaklığı sağlayacak yeterli bir ısıtma verimi % 50-60 oranında artırabilmektedir. Bu nedenle jeotermal kaynak kullanılarak ısıtılan seralarda, bitki gelişimi ve döllenme için gereken sıcaklık daha ekonomik şartlarda sağlanmakta, bu sayede gerekli havalandırma yapılarak sera içi rutubet kontrol edilmekte ve bundan kaynaklanabilecek hastalıklar oluşmayarak, verim yükselmektedir.
  • Sera atmosferine jeotermal karbondioksitin verilmesi verimi % 40 artırmaktadır Sera içi sıcaklık döllenme için gereken sıcaklığın üstünde olmakta bu da verimi artırmaktadır. Bu sayede gerekli havalandırma yapılabilmekte ve sera içi rutubet yükselmemekte ve bundan kaynaklanabilecek hastalıklar oluşmamaktadır. Bu, Avrupa Birliği’nin ve Uluslararası Gıda/Sağlık örgütlerinin istediği bir koşuldur. İdeal iç sıcaklık nedeniyle hormonsuz üretim mümkün olmaktadır.
  • Seraların teknik, ekonomik, ticari işletmesi için büyüklüğünün en az 25.000 m2 olması, ısıtma hesaplarına esas olan dış dizayn sıcaklığının -15ºC’den daha soğuk olmaması ve kış ayları dış hava ortalama sıcaklığının + 5ºC’den daha düşük olmaması gerekmektedir. Jeotermal enerji günümüzde, özellikle gıda tedariki amaçlı seracılık tarımsal üretim açısından son derece önemli bir noktaya gelmiştir.
  • Dünyada insanların her geçen gün artan gıda talebi ve bu talebin karşılanması konusunda jeotermal enerji ile seralarda sebze ve meyve üretimi açısından, TR63 Bölgesi avantajlı durumdadır. Jeotermal enerji, hem düşük karbondioksit emisyon oranı ile hava kirliliği yaratmaması hem de yenilenebilir olması nedeniyle en önemli alternatif enerji kaynağıdır. Bunun yanında güneş ve rüzgâr gibi diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile kıyaslandığında kesintisiz olması nedeniyle önemli bir üstünlüğe sahiptir. Jeotermal enerji politikası oluşturulmalı ve jeotermal kullanım teşvik edilmelidir. Yapılacak yatırımlar, mümkün olduğunca jeotermal enerjinin kullanılacağı entegre tesisler şeklinde planlanmalıdır.
  • Örtüaltı Yetiştiriciliğin Geleneksel Tarıma Göre Avantaj ve Dezavantajları 
  • Tarım, iklim koşullarına uygun üretimdir. Doğal ortamda bütün yıl boyunca aynı koşullar altında tarım yapmak çoğu kez mümkün değildir. Öngörülemeyen iklimsel koşullar yüzünden açık alanda yetiştiriciliği yapılan ürünlerde çok büyük zararlar meydana gelebilmektedir. Don, dolu gibi doğal afetler yanında fazla yağış veya aşırı kuraklık gibi unsurlar bir ürünün yetişmesine veya verimli ürün verme kalitesini ekim, dikim, bakım, hasat veya sonrasında koruma koşullarına ciddi etki etmektedir. İklim şartlarını kontrol ederek, tarımsal üretim sürecini yıl içerisinde daha geniş bir zamana yaymak üzere yapılan örtüaltı üretimde en önemli sorun ısıtmadır. Örneğin, ülkemiz şartlarında da, ısıtma giderleri sera karlılığını etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Seracılık işletmelerinde ısıtma giderleri, yetiştirme mevsimi, bölge ve ürün tipine bağlı olarak değişmekle birlikte toplam maliyetin % 40 ile % 80’ini oluşturmaktadır. Sera ısıtmasında kullanılan fosil yakıtların maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle, ülkemizdeki birçok serada düzenli bir ısıtma yapılamamakta, sadece bitkileri dondan korumaya yönelik ısıtma yapılmaktadır. Düzenli ısıtma yapılmaması, verim düşüklüğü, üretim çeşidinde sınırlama, tarımsal mücadele için ilaç ve hormon kullanma zorunluluğu gibi problemleri beraberinde getirmektedir. Seralar, tarımsal üretim mevsimsel etkiler nedeniyle belirli dönemlerde yoğunlaşmaktadır. Seracılık ise bu durumu büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır. İklim koşullarının açıkta bitki yetiştirmeye elverişli olmadığı dönemlerde, kültür bitkilerinin ekonomik olarak yetiştirilmesini olanaklı kılan, bitkisel üretim için gerekli olan gelişim etmenlerini sağlayabilen içinde hareket edebilen yapılardır. Örtüaltı Yetiştiriciliği, diğer tarım kolları arasında, yüksek tesis ve işletme giderleri gerektiren, daha fazla teknik bilgi ve beceri ile sürekli ve daha çok uğraşı isteyen bir işletme biçimidir. Tarımın diğer kollarına nazaran oldukça fazla uzmanlık bilgisi gerektirir. Üstelik bu bilgi sadece bir alanda değil, hastalık ve zararlılar, toprak sorunları, bitki fizyolojisi gibi birçok alanı içerir. Ancak; açık tarla ziraatine nazaran 5-6 kat daha fazla ürün getirir ve bunun karşılığında 8-10 kat daha fazla gelir elde edilebilmektedir.
  • Sera; tarımsal işletmelerde görülen ve mevsimlik olan işgücü kullanımını düzenli ve sürekli hale getirdiğinden işsizliği azaltan, daha fazla ürün alınmasını sağlayan, nüfusu kırsal kesimde tutarak çarpık şehirleşmeyi önleyen önlemlerin ilki olarak görülmektedir. Ayrıca tüketiciye her zaman taze sebze sunabilme imkânı da sağlamaktadır.
  • Genel anlamda sera yetiştiriciliğinin yararlarını kısaca şöyle sıralayabiliriz: 
  • Bitki yetiştirme devresi uzar. (Bir yılda birden fazla bitkisel üretim sağlanır.)
  • Serada yetişen ürünlerin pazara erken ya da geç çıkarılması sorunu yoktur.
  • Ürünlerin pazarda bulunurluğunun süresi artar. Yetiştirilen bitkinin birim alandaki verimi arttırılarak, kalite yükseltilmiş olur.
  • İşçilik yönünden mevsimlik sorunu asgariye indirilmiş olur.
  • Teknolojiye duyulacak gereksinim teknoloji dallarının gelişmesine yardımcı olur.
  • Neden Seracılık? 
  • Seracılık açık tarla yetiştiriciliğine göre 2-5 kat daha fazla ürün ve 5-10 kat daha fazla gelir getirmektedir. Örtüaltı tarımı, birim alandan daha yüksek verim ve kalitenin yanında erkencilik sayesinde yüksek kâr marjına sahiptir. Yıl içindeki yetiştirme devresi uzatılarak, bir yılda aynı yerden 2-3 ürün alınabilmektedir. Özellikle küçük arazi sahipleri için işgücü istihdamı ve işgücünün yıl içinde eşit dağılımını sağlamaktadır. Seracılık, işletme sahiplerine sürekli gelir getiren ve pazarda sağlıklı beslenmemiz için her zaman gerekli olan taze meyve, sebze ve çiçek bulunmasını sağlayan bir sektördür. Sebze ve çiçek gibi sera ürünleri daha kararlı ve cazip fiyatlarla yurt içi ve dışında kolaylıkla pazarlanabilmektedir. Sera tesisinde kullanılacak malzeme, sera imalat sanayi dallarının kurulmasına ve gelişmesine sebep olmaktadır. Seracılık işletmeleri; tohum, ilaç, gübre, ulaştırma ve pazarlama sektörünün gelişmesinde önemli rol oynayarak işsizliği azaltmakta yıl boyu ekonomiye katkı sağlamaktadır. Ürünlerin yaz ve kış aylarındaki fiyat uçurumlarını önlemekte ve satın alınabilir fiyatlarla bu ürünlere kış aylarında da ulaşılabilir kılmaktadır. Daha iyi tohumluk, daha fazla gübre, sulama suyu, toprak hazırlığı, tarımsal ilaç ve işçilik gerektirmektedir ve böylelikle de istihdama katkı sunmaktadır.
  •  Dünya’da Örtüaltı Bitki Yetiştirciliği 
  •  
  • Ülkemizde olduğu gibi dünya’da da örtüaltı bitki yetiştiriciliğine ilişkin veriler sınırlıdır. Bunun başlıca sebebi, seracılık faaliyetlerinin genel olarak yaş meyve sebze üretimi içinde değerlendirilmesidir. Dünya’da seracılık alanları, tarihi gelişimi, ekolojik koşullarına ilişkin veriler yaklaşık olarak sunulabilmekle birlikte yetiştirilen ürün miktarları, ülkelere göre ihracat ve ithalat verileri, sektörde istihdam edilen kişi sayısı vb. verileri yukarıda belirtilen nedenlerle ayrıca sınıflandırılmadığından ve örtüaltı bitki yetiştiriciliğine ilişkin araştırmalar sınırlı kaldığından genel olarak analiz ve yorum yapmak, Türkiye ve Bölge verileriyle karşılaştırmak mümkün olmamaktadır. Yine de tarihi gelişimi ve iklim kuşaklarına göre ülkelerin seracılık faaliyetlerinden ve gelişme düzeylerinden bahsedilebilir. Dünyada tarımın gelişmesi M.Ö 12.000’lere dayansa da seracılık hakkındaki ilk örnekler M.S. 1.yüzyılda Romalılar tarafından güneye bakan yamaçlarda açılan çukurların üzerini yağlı veya cilalanmış (balmumu ile) bezlerle veya yarı saydam ince dilimler halindeki mikalarla kaplayarak bitki yetiştirdikleri kabul edilmektedir. Modern seracılık geçmişi ise 18.yüzyıl sanayi devrimi ve sonrasında geliştirilen malzemeler kullanılarak yapılmıştır. Daha sonra ABD ve Avrupa’da sera yapımı, endüstri ile birlikte birinci dünya savaşından sonra hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır. Günümüzde uluslararası seracılığa bakacak olursak, seraların dünya üzerinde geniş bir yayılma alanı olduğunu görürüz. Bu geniş yayılma alanı üzerinde ekolojik etmenler ve sera teknolojisinin oldukça farklı olduğu görülmektedir.
  •  2.1 İklim Kuşaklarına Göre Dünya’da Seracılık 
  • Dünya genelinde seracılık faaliyetleri yaklaşık 1,2 milyon hektar alanda iklim koşullarına bağlı olarak değişik yöntemler kullanılarak yapılabilmektedir. Yöntemsel farklılarda çevresel etmenler ve teknolojik uygulama farklıları olarak incelenmektedir. Sonuç olarak, enlem dereceleri ve ona bağlı sıcaklık dereceleri farklı sera teknolojileri göz önüne alınarak sera alanları iklim kuşaklarına göre serin, ılıman ve iki iklimin egemen olduğu ülkeler olarak sınıflandırılmaktadır.
  • Söz konusu sıcaklık değerleri güneş ışınlarının dünya yüzeyine düşme açılarıyla doğrudan ilgili olduğundan buna bağlı olarak oluşan iklim kuşakları örtüaltı altı bitki yetiştiriciliğinin niteliğini belirlemektedir. Bitkilerin yaşaması için gerekli en uygun sıcaklık koşulları Türkiye’nin de içinde bulunduğu ılıman iklim kuşağıdır.
  • 2.1.1 Serin İklim Kuşağındaki Ülkeler 
  • Yıllık ortalama 10°C altında yer alan serin iklim kuşağındaki başlıca ülkeler Hollanda, İngiltere, Danimarka, Almanya, Romanya, Bulgaristan ve Rusya’dır. 10.000 hektar cam sera alanı ve üretim tekniği yönü ile Hollanda bu ülkeler içinde en başta gelen ülkedir.
  • 2.1.2 Ilıman İklim Kuşağındaki Ülkeler 
  • Yıllık ortalama (deniz seviyesinde) 10°C - 20°C arasında yer alan ılıman iklim kuşağındaki başlıca ülkeler İspanya, Fransa, Japonya, Türkiye, İtalya, Yunanistan, İsrail’dir. Elverişli çevresel koşulları, seracılığın kârlı olarak yapılmasına olanak sağlamaktadır. Ortalama sıcaklıkların özellikle kış aylarında yüksek olması, seralarda en büyük girdi olan ısıtma masraflarını azaltması nedeniyle, bu ülkelerde sera alanları hızla artmaktadır.
  • Bu kuşaktaki ülkelerin seracılık yönünden ortak özellikleri şunlardır:
  • Seralarda kullanılan örtü materyali genellikle plastiktir.
  • Bu ülkelerde seracılık faaliyetleri daha çok ilkbahar ve sonbahar turfandacılığı olarak yapılabilmektedir.
  • Sera işletmesi düşük yatırım masraflarıyla kurulabilmektedir.
  •  Seracılıkta en büyük işletme gideri olan ısıtma, en düşük düzeyde tutulabilmektedir.
  • Yatırım ve işletme giderlerinin az olmasına rağmen seralardaki üretim teknolojileri düşük düzeydedir.
  • Bu nedenlerle, seralardan elde edilen ürünlerin verim ve kalitesi düşüktür.
  •  Ilıman İklim Kuşağındaki Ülkeler ve Türkiye Seracılık Potansiyeli Analizi 
  • Türkiye, dünya üzerinde 36-42 kuzey enlem ve 26-45 doğu boylam dereceleri arasında bulunan coğrafi konumu, iklim ve toprak yapısı; hindistan cevizi, kahve, kakao, hurma ve ananas gibi bazı tropik bahçe bitkilerinin dışındaki tüm meyve, sebze, asma ve süs bitkileri için son derece elverişlidir. Bu nedenle Anadolu yarımadası; günümüze kadar kültüre alınmış veya alınabilecek birçok bahçe bitkileri, süs bitkileri, tarla bitkileri ve tıbbi bitkilerinin anavatanıdır. Türkiye, diğer Akdeniz ülkelerine göre daha büyük bir seracılık potansiyeline sahiptir. Bunun nedeni, İspanya ve Fransa kıyıları altyapısı çok iyi olan bir turizm alanı olması ve bu tesislerden sera kurulacak alanın pek kısıtlı kalmasıdır. İtalya ve Yunanistan’da ise kıyılar oldukça engebeli ve dağlık olması nedeniyle, sera işletmeciliği için ayrılan alanın daralmış olmasıdır. Afrika kıyılarındaki Fas, Cezayir, Tunus, Libya gibi ülkelerde ise, uzun süreli yetiştiricilik için kışın ısıtma, sıcak mevsimlerdeyse soğutma gerekmesidir. Hatta gece-gündüz sıcaklık farklarının yüksekliği de verim ve maliyetleri etkileyen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
  • 2.1.3 İki İklimin Egemen Olduğu Ülkeler 
  • Yıllık ortalama (deniz seviyesinde) 0°C - 20°C arasında yer alan iki iklim kuşağındaki başlıca ülkeler İspanya, Hollanda, İtalya, Belçika, Mısır, Fas ve Çin’dir. Bu ülkelerde seracılık faaliyetlerinde ortak olan özellik cam ve plastik seraların bir arada oluşudur.
  • Türkiye’de Örtüaltı Bitki Yetiştiriciliği
  •  
  • 3.1 Türkiye’de Seracılığın Mevcut Durumu ve Gelişimi 
  • Osmanlı İmparatorluğu’nun son ve Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında ticari olarak üretimin söz konusu olduğu seralar Yalova’da bulunmaktaydı. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından sonra seracılık 1940’lı yıllarda tarımsal kuruluşlarda araştırma amacıyla başlamıştır. 1940- 1960 yılları arasında Antalya ve İzmir’de az sayıda ticari sera kurulmuştur. 1970 yılından sonra saydam plastik (Polietilen) örtü malzemesi olarak kullanılmaya başlamasıyla seracılık büyük gelişme göstermiştir. Seracılık, bugün Akdeniz ve Marmara kıyıları boyunca yaygınlık kazanmış, 1970’li yıllardan sonra ise hızla gelişim göstermiştir. Ülkemizde de 1940’lı yıllarda başlayan seracılık özellikle 1995 ve sonrasında gelişme kaydetmiştir. Ülkemizde seracılık 1995 yılında 363.042 dekar üzerinde yapılırken 2014 yılı itibari ile bu alan 649.118 dekar ile yaklaşık iki katına çıkmıştır.
  • Türkiye içinde seracılık alanı dağılımı yıllık ortalama sıcaklık dağılımıyla büyük oranda paralellik göstermektedir. Öyle ki Türkiye’de en çok seracılık iklim koşullarının en elverişli (jeotermal seracılık yapılan iller hariç) güney illerinde yoğunlaşmıştır. Son yıllarda alternatif enerji kaynaklarından jeotermal enerjinin kullanılması ile seracılığımız iç bölgelerde de gelişme göstermeye başlamıştır. Denizli, Aydın, Manisa, İzmir, Kütahya, Afyon, Balıkesir ve Urfa illeri jeotermal seracılığın yaygın olduğu illerimizdir. İlk yıllarda yavaş gelişmesine rağmen büyük tüketim merkezlerine kolay ve çabuk ulaşımın sağlanması ve örtü materyali olarak plastiğin kullanılması ile hızlanan örtü altı üretimi geçmiş yıllara göre daha da gelişmiştir. Diğer illerde seracılığın gelişmemesinin en büyük nedeni ise kış aylarındaki sıcaklıkların güney illere göre daha düşük olmasıdır. Seracılıkta en önemli unsur, istenilen sıcaklığı sağlayacak koşulların oluşturulmasıdır. Sıcaklığın, iklim şartları ile sağlanamaması durumunda, üretimin kesintiye uğramaması için ısıtma gerekmekte, bu durum ise maliyetlerde artışa neden olmaktadır. Bu durum özellikle jeotermal seracılığı ön plana çıkarmaktadır. Jeotermal enerjinin tarımsal üretim alanlarında kullanılması, bitkinin ihtiyaç duyduğu sıcaklığı sağlama yanında, aşırı sıcak dönemler hariç üretimin kesintiye uğramadan yılın her döneminde yapılabilmesine imkan tanımaktadır. Bu nedenle jeotermal kaynaklar, diğer kullanım alanlarına ve sağladığı faydalara ilaveten tarımsal üretim açısından büyük önem arz etmektedir. Ülkemiz dünya üzerinde seracılık açısından uygun bir konumdadır. Birçok ülkede olmayan iklim avantajımız vardır. Halen gelişmekte olan seracılığımız da bunun göstergesidir. Bu bölgelerde ilkbahar ve sonbahar devrelerinde güneş enerjisinin pasif sistemlerle kullanılarak kısa devrelerde daha ekonomik ve pratik seralarda ürün yetiştirilmesi planlanırsa, hormon kullanmaya gerek kalmadan ve uygun yeterli ilaçlama ile turfanda ürün elde edilmesi mümkündür. Bugün örtü altı yetiştiriciliği, ekim-temmuz ayları arasındaki dönemde 8 aylık sebze ihtiyacını karşılayan bir kısmını ihraç eden ve yüzbinlerce kişinin de geçimini sağlayan önemli bir sektör haline gelmiştir. Ülkemiz seracılığı Marmara, Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde dağılma ve gelişme göstermektedir. Bu dağılım içeresinde yer yer yoğun üretim alanları doğmuştur. En kuzeyde Yalova çevresindeki mikro klimada görülen seracılık, batıda İzmir ve Muğla çevresinde, güneyde Antalya ve Mersin dolaylarında yoğunlaşmakta ve oradan Hatay’a uzanmaktadır. Ülkemizde sera işletmeciliğini kısıtlayıcı en büyük etmen, sera içinde bitki gelişmesi için en uygun sıcaklığı sağlamada kullanılan yakıt ile ısıtma sistemi ve bakım giderleri olduğundan sera işletmeciliği kurulabilecek bölgeler Akdeniz, Ege, Marmara, Karadeniz Bölgeleri ile uygun mikro kliması olan yörelerdir. Türkiye’de Seracılığın genel özelliklerini kısaca özetlersek Ekolojiden yararlanması (mikroklima alanlar) Büyük pazarların yakınında gelişme göstermesi Turfanda ürün yetiştiriciliği yapılması Seracılığın küçük aile işletmeleri şeklinde yapılması Cam ve plastik seraların yaygın olmasıdır. Örtüaltı Bitki Yetiştiriciliği İstatistiki Verileri Değerlendirmesi Türkiye’de örtüaltı bitki yetiştiriciliği alan, miktar, ürün çeşitleri, bölgesel ve illere göre ve yıllara göre dağılımı 1995 yılından itibaren TÜİK tarafından derlenmekle birlikte ülkelere göre seracılık ürünleri dış ticareti, ortalama kg. fiyatları, vb. istatistiki verileri genel olarak yaş meyve sebze verileri içinde değerlendirilmiştir. Ülkemizde gerçek anlamda seracılık her kadar 1970’li yıllarda başlasa ve sonraki yıllarda hızla gelişse de istatistiki olarak örtüaltı bitki yetiştiriciliği verileri; meyve ve sebze için 1995 ve sonrası verilerdir. Örtüaltı yetiştiriciliği kapsamında değerlendirilen süs bitkileri alan ve üretim verileri ise 2011 yılından itibaren da TÜİK tarafından istatistiklere dâhil edilmiştir. Örtü altı çiçek soğanları ve diğer süs bitkileri verileri, süs bitkileri üretimi içinde ise 2013 yılından itibaren derlenmeye başlanmıştır. TÜİK verilerinde meyve ve sebze için üretim alan “dekar” ve üretim miktarının ölçülmesinde “ton” esas alınırken, örtüaltı süs bitkileri alanı için “metrekare” üretimi için “adet” esas alınmıştır. Türkiye’de örtüaltı bitki yetiştiriciliği TÜİK verileri paralelinde 4 ana başlık altında inceleyebiliriz. Bu sınıflandırmalar, sera alanlarının niteliklerine göre dağılımı, bu alan üzerinde yetiştirilen sebze, meyve ve süs bitkileri yetiştiriciliği şeklindedir.
  • Türkiye’de Örtüaltı Sektörünün Mevcut Durumu, Sorunları ve Fırsatları 
  • Türkiye örtüaltı varlığı bakımından dünyada ilk dört ülke arasında sebze alanı varlığında ise Avrupa’da İspanya ile ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde seracılık esas itibarıyla, Marmara, Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde yayılma göstermiştir. Bu üretimin Akdeniz bölgemizde daha çok sebze üretimi ve Marmara bölgesinde ise süs bitkileri üretimi şeklinde geliştiği görülmektedir. Ülkemiz örtüaltı üretimde Antalya birinci sıradadır. Bu ilimizi sırasıyla, Mersin Adana Muğla illeri takip etmektedir. Bu 4 ildeki toplam örtü altı üretim Ülkemiz toplam örtüaltı üretiminin yaklaşık % 90’nını oluşturmaktadır.5 Ülkemiz örtüaltı bitkisel üretim değeri yaklaşık 16 milyar TL’dir. Ülkemizde seralar ekolojik koşullara bağımlı bir gelişme göstererek, özellikle Akdeniz sahil şeridinde yoğunlaşmıştır. Bunun nedeni yüksek kış sıcaklığı ve kışın güneşlenme sürelerinin uzun olmasıdır. Türkiye’de 2011 yılında 51 ilde üretim yapılırken 2014 yılı itibarıyla 70 ilde örtü altı üretim yapılmaktadır. Bu son 4 yıldaki artış oranı % 72’lik oranla yıllık ortalama artış hızı olan % 15’in üzerindedir. Örtü altı sebze üretiminin Antalya, İçel, Muğla ve Samsun illerinde meyve üretiminin ise Adana, İçel, Hatay ve Aydın illerinde, süs bitkilerinin üretiminin ise, Antalya, İzmir ve Yalova illerinde yoğunlaştığı gözlenmektedir.
  • Ülkemizde son 10 yılda ortalama örtüaltı işletme büyüklüğü 2 da seviyesinden 4 da’a çıkmıştır. Türkiye’de 2014 yılı sonu itibarıyla 17 milyon ton meyve ve 29 milyon ton sebze olmak üzere 46 milyon ton yaş meyve ve sebze üretilmektedir. Türkiye’de 2014 yılı sonu itibarıyla örtüaltında yetiştirilen toplam 6,6 milyon tonluk üretimin 6,2 milyon tonunu ise sebze grubu oluşturmaktadır. Toplam sera alanının % 95’sında sebze, % 4’ünde meyve ve % 1’inde süs bitkileri üretimi gerçekleştirilmektedir. Serada üretilen sebze türleri arasında ilk sırada domates (% 53) yer almakta, daha sonra sırası ile hıyar, biber ve patlıcan gelmektedir. Bu artış hızı birçok ülkeden daha fazladır. Ülkemiz seralarının işletme yapısı aile işletmeleri şeklinde ve ortalama büyüklükleri 400-1500 m2 arasında değişen küçük işletmeler şeklindedir. İşletme büyüklüklerinin küçük olduğu ülkemizde seraların yüzde 45’lik kısmı 1-3 dekar arasında, yüzde 2’lik kısmını ise 10 dekar üzerindeki seralar oluşturmaktadır. Seraların sadece yüzde 2’si 10 dönüm ve üzerindedir. Sera işletmeleri geleneksel ve modern işletmeler olarak ikiye ayrılabilir. Modern işletmelerin toplam sera alanında ancak % 1 paya sahip olduğu tahmin edilmektedir. Geleneksel sera işletmelerinde iklim kontrolü bulunmamakta, üretim genellikle sadece don zararından korunmaya yönelik önlemlerin (çatı yağmurlama, bireysel ısıtıcı, vb) alındığı basit yapılar altında sürdürülmektedir. Modern seralar ise iklim kontrollüdür ve ihracata yönelik üretimin hedeflendiği bu işletmelerin bazıları jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır. Antalya’da bulunan modern işletmelerde ise merkezi ısıtma sistemi mevcut olup, ısı kaynağı olarak LPG, motorin veya kömür kullanılmaktadır. Hem tarımsal üretimde, hem de jeotermal kaynak potansiyelinde dünyanın yedinci Avrupa’nın ise birinci ülkesi olan Türkiye’de jeotermal seracılık konusunda yapılacak çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Türkiye, ısıtma ihtiyacının % 30’unu karşılayabilecek jeotermal kaynak potansiyeline sahiptir. Sera işletmelerinde masrafların yaklaşık %45’inin ısıtma gideri göz önüne alındığında ve üretim maliyetlerinde enerji giderlerinin büyük bir pay aldığı düşünüldüğünde, dünyanın yedinci Avrupa’nın ise birinci tarım ülkesi olan Türkiye tarımı için jeotermal kaynakların önemi daha da artmaktadır. Seracılık sektörünü etkileyen en önemli sorunlardan biri pazarlamadır. Özellikle sebze üreticileri pazarlama alanında örgütlenmemişlerdir. İç pazara ürünlerin verilmesi ya merkezlerde bulunan hal aracılığı ile, yada tüccarların örtüaltı merkezlerinden mal toplaması ile yada az olmakla beraber direk üretici tarafından tüketiciye ulaştırılıp, satılması şeklinde olmaktadır. Dış pazara ürün verilmesi ise genelde merkezleri Antalya’da olan ihracat şirketlerine mal verilmesi şeklinde olmaktadır.

 

İLLERE GÖRE ÖRTÜALTI ALANLARI (2017)

 

İller

Örtüaltı Tarım Alanı (Dekar)

Antalya

278.063

Mersin

190.047

Adana

136.248

Muğla

38.770

Aydın

15.411

İzmir

15.287

Samsun

13.291

Hatay

11.923

Burdur

8.748

Isparta

4.586

Amasya

4.426

Bilecik

3.851

Yalova

3.660

Eskişehir

3.205

Kocaeli

2.305

Manisa

1.888

Bartın

1.752

İstanbul

1.594

Denizli

1.307

Zonguldak

1.131

Tokat

1.113

Bursa

1.072

Şanlıurfa

983

Afyonkarahisar

866

Balıkesir

812

Elazığ

770

Uşak

574

Kütahya

567

Ankara

563

Karabük

540

Sakarya

530

Çanakkale

498

Çorum

493

Diyarbakır

449

Kahramanmaraş

393

Kastamonu

373

Sinop

361

Tekirdağ

312

Kırşehir

278

Konya

259

Mardin

252

Adıyaman

195

Ordu

190

Trabzon

178

Erzurum

170

Giresun

157

Van

155

Sivas

149

Aksaray

137

Erzincan

132

Çankırı

111

Artvin

109

Gümüşhane

109

Düzce

108

Edirne

96

Nevşehir

89

Kırklareli

77

Batman

60

Kayseri

50

Siirt

50

Ağrı

48

Bolu

44

Iğdır

40

Yozgat

31

Bingöl

25

Bayburt

23

Karaman

22

Kırıkkale

16

Kilis

15

Osmaniye

14

Malatya

9

Hakkari

5

Tunceli

5

Ardahan

0

Bitlis

0

Gaziantep

0

Kars

0

Muş

0

Niğde

0

Rize

0

Şırnak

0

TOPLAM

752.168

 

  •  
 

Örtüaltı Üretim Alanları Ve Miktarları

 

Yıllar

Üretim Alanı (bin da)

Üretim Miktarı (bin ton)

Cam sera

Plastik sera

Yüksek tünel

Alçak tünel

Toplam alan

Cam Sera

Plastik Sera

Yüksek Tünel

Alçak Tünel

Toplam Üretim

2002

64

180

61

230

536

999

1.980

369

923

4.271

2010

81

231

81

171

563

1.345

2.895

601

910

5.750

2011

78

239

107

176

600

1.237

3.132

828

942

6.139

Değişim % 2002-2011

21

32

76

-24

12

24

58

124

2

44

 

Kaynak : TUİK

 
  •  
 


BU SİTE İLE KURULMUŞTUR